Dışarda Taşlar
Zamanın ve güneşin beslediği miskin bıldırcınlar,
erimiş kanatlar ve ayaklar,
rüzgarın uzun takvimi,
yitmiş kayıt çizgileri
en uzun ömürlü ağaçlarda.
Gel bana,
ömrüm kısa,
gün boyu toprağın sıcak mıknatısıyla
kurumuş, bedensiz bir gömlek gibi.
Sar göğsümü, sıvan sırtıma,
sen kaynamış sütün ince kabuğu,
inandır beni kendine
hem ağzından çıktı bir kere
‘seviyorum’ sözü
boşlukta başı dönen küçük bir nar fidanı gibi.