Kine Ez?
Bir devir aşk diye beni doğurdu
Aldı bedenimi Mağrip sıtmalarından
Nil diplerinden söktü ruhumu
Sisli denizlere açıldım bir zaman;
Ne altın ne meyve,
Yad olsun keşfettiğim kıyılar
Zamanın hayatla içlendiği çöllerde
Bir çadırım olsun yeter
Ne göreceğim aynalarda
Çağ bütünüyle yanılsama
İşkenceye alınıyor eşkalim:
Şehre yeni bir şamata
Gün gelmiş süslü satraplar ünlenmiş
Kaç defa ay doladıysa göğsümü
Kaç defa bulut püskürdüyse ağzım;
Hileli bir rakam düşürdüler sorguçlarından
Kadınlar, müziği halka sayan
Ey halk! Ey halk! diye çağırdığım
Zaman haritasında körfezler gibi çekilen
Hayale dalan rüzgârın önüne
Sergiler ve dut yaygıları açan
Insanlık eğrileri, ketenpere çömezleri
Yandım daha çağlasında bademin
Bahçeler gözüme yeni bir şöhret
Özürün bir köşesinden öbürüne
Kenar otu oldum, bir fiy û care
Ben oldum, ben oldum
Ben oldum da ne buldum Temmuz’un kınnabında
Giderek lâl kafiye
Göllere vehmedilen gül dolaklı şadırvanda
Ama yine “gülün ölüm çağında”.