Usuldan Türkü
Yürüdüm usuldan bir sonbahar hüznüyle
Çocukların her akşamüstü ayrıldığı yere
Sararan yaprakların savrulduğu yere
Bir türlü buluşamadığımız o lacivert yere
Şuramda bir çiçek ordusuydu sevdan
Yürüdüm ağaçlı yoldan bir başıma
Bütün kuşlarını gökyüzüne uçuran
Ağaçlar düş kurmayı unutmuştu çoktan
Bir öndeyiş gibi okudum uçurumları
Denizi dağları bozkırı sevgilim
Ne de olsa ben buldum son kuşları
Kuş sürülerinden örülmüş bir kıyıda
Ey akşamsefasının tazelenen vakti
Bırakıp bir kitap gibi pencere önünde seni
Yürüdüm usuldan uyanmış yollarda
İçimde serseri ilişkilerin son izi
Suçlu bir eylül bozup gitti
Kimsesizliğimi acemiliğimi
Saçlarımı kestiler asi sesimi
Sesim bir suçsuzun sesinde şimdi