Ve
Haydi tut ellerimi sıcacık yürüyelim
Bulanık bir sonbaharı saçlarına sindirerek
Eski coşkular yoldaşı çınar gölgelerine
Bastırılmış tutkuların deprem kuşaklarına
Hırslı çocukların yürüdüğü sokaklara
Al kurumuş yapraklar gibi sakla bu hüznü
Ölümle oynayan çocuklardık daha
Alaca gömleklerimiz sızıyordu tenhalara
İşte yine pencereden atılmış
İntihar süsü verilmiş bembeyaz bir yüz
Bir kadının sevdasını bıçaklıyor güz
Herkes dulbaşına kalıyor
Çiçekler çürüyor
Çürüyor solgun dostluklar
Bir nabız vuruşu duyulsun tut
Ölü kentin aylak karıncaları saklasın suskusunu
Devinsin sarhoş yosunlar durmadan
Edilgen kaygıların burgacını tırmanalım
Tutunalım karanlık dallarına selvilerin
Kimselerin duymadığı çığlıklarımız
Ulansın birbirine
Tut ellerimi sıcacık tut.