Erzincan Erzincan
Cimin, cengice, hah – köylerde dolaştık bütün gün, Üzüm yedik bağlarda, buğulu, bir başka dilde konuştuk. Soluyan atlarımızla girdik geceye, […]
Cimin, cengice, hah – köylerde dolaştık bütün gün, Üzüm yedik bağlarda, buğulu, bir başka dilde konuştuk. Soluyan atlarımızla girdik geceye, […]
Neyle boğuşur insan koşup yorulduktan sonra geçmiş zamanın ardından silik, karanlık anılarından başka yapayalnız kalmışsa o yalancı pehlivan? Temennalar, naralar, […]
Buraya, denizi gören bu dağın eteğine dilimde yarı unutulmuş şarkı sözleri, kulağımda su sesi, suların sesi, rüzgâra sarınıp geldim. Ağaran […]
Muazzez uykulu bir kadındı Uyudu kollarımda. Uyuma Muazzez, dedim dudaklarımla Dudakları uyandı. Aklımda kır çiçekleri kızlar Kızlar ağustosböcekleri. Yanımda Muazzez’in […]
Kavak yelleriyle dönen değirmenlere saldıran evde kalmış uğursuz uzmanlarıyla ağlarını toplarken akademik ağalar kuramların kurumunu silerek bir şiirden demir alıp […]
Sıcak bir yaz günü, öğleden sonra, eflatun dağların dibinde, o sessiz arka bahçelerin birinde, gölgesinde eriğin, şeftalinin, kayısının fıskıyeyle oynuyor […]
Babam iki tek atınca oğlum hadi seni karpuzlara götüreyim derdi.. (karpuzlar Gebze’de oturan kızlardı) Annem kızarır kızar “Bey çocuk daha […]
Dağın eteklerinde orman – çam, sedir, ulu çınarlar… Birbirini seyrediyor aynasında denizin. Çamlar pürleriyle suskun, sedirlerin gözleri uzakta, “Ölünceye kadar […]