Albino
Kaç gece kaç gün geçti bilmem;
bembeyaz denizin üzerinden uçarı
bir kabuk, uzun, arşa yükselen
albino dalgaların savurduğu kör
bir lekeydim: yorgun, korkusunu
çoktan terketmiş, hem iki boşluk
duygusu arasında sonsuz kuş, hem
kuyunun dibinde soluksuz karanlık
hayvanı, bekledim, kaç gece kaç gün
geçti bilmeden çoktan geçmişken
kendimden an geldi koptum hepten,
çekildim uzaktaki bir noktaya doğru,
içimden geçen eksen mi kırılmıştı,
gövdemi tutan yay mı oynamıştı
kökündeki yerinden bilemedim:
kaçıncı gecenin sabahıydı doğmadı
güneş, bana gönderilen tufanın
ardından gelen siyah bir gündü, uyandım.