Anı-son Net
Aynalar dolaşıyor, bu kentin aynaları;
sözlerim sisli sözler ve aşklar kırılmada;
aşklardan isteniyor, ah, orda olmaları…
kendini odalara benzeten odalarda,
aynalar göğe ağar, bu kentin aynaları;
kimi dilerse onu göstererek, buyurman
kim bilir hangi yazda bırakmış anıları?
sen sıdre, sen son ağaç, yeşil döşek ve yorgan…
bilirsin, kalp gözüne ayn’a gerek… – ve soru –
lar uzuyor isra’da… aksam çürük ve sari
lambalar yükseliyor, sırlarla, göğe doğru;
ve toplanıp geliyor gece yolculukları…
ah, aşklar paslanıyor, kent saklarken onları;
bencileyin hep ayna yerine koyuyor anıları…