Söz ve Zaman
Bir dağın uzantısı olmak
sana yetmediği zaman
gör ki sıradağlar talanda…
sözlere bak, bağı çözük çiçekler
gibi ortada, dağılmış duruyor
nerdesin? hangisinde? solmakta mısın
doğrularda ve yalanda?
işte hangi uçurum dillerinin
dip kuytularında olmak
beni sana göre daha sınırda kılar?
ve aramızdaki sınır
hangi kaybolmalarda?
tenhayla çizilmiştir?
her şeydir, savrulur, ama bir şey
direnir o hala bende kalanda
kayboldum akarsudan sözlerde
aktıkça yıpranan şiirlerde
ve en yabanıl olanda…
şimdi kim dindirecek, erguvanları bende?
çünkü Söz’üm ben, Söz’üm,
hem bulandım
hem de arındım aynı zamanda