Kırık Hava
Ah yaban gülü
Ah karahazer çiçeği
Ah gurbetin şıvan yıldızı
Bir dağda bıraktığım
Bir dağda bulacağım leyla menekşesi
Gün yüzü görmemiş memleket gülüm
Olursa bir yağlı kurşundan olur ölümüm
Bir seherde açsınlar bağrımı en deli rüzgarlar essin
Ne yiğitti desinler, ne filinta
Dönüp baktıkları zaman bir oltu tesbihi
Bir gümüş tabaka
Bitlis tütününden yarım kalmış bir sarma cigara
Şeyh izzetttinin dünyanın bütün çokcuklarına yazdığı muska
Ve sevda adına kurutulmuş bir karanfil bulsunlar mintanımın altında
Yağmurlu bir akşamda duldada
Dedemden öğrendiğim ilk dua gibi
Harran üstünde her gece parlayan süreyya gibi
Emek gibi, toprak gibi, kan gibi, hoyrat gibi
Adilcevaz fırtınası, yedi dağın eşkiyası gibi
Yasak gibi, bayrak gibi, baskın gibi
Erişilmez bir şeydi seni sevmek
Ah leyla menekşesi
Ah yaban gülü
Ah karahazer çiçeği
Ah yaktığım o içli türkü
Hani o zalım diyen hani o hayın
Hani o kaç para eden perakendesi şu üç kuruşluk periuşan darı dünyanın
Hepimiz geldik zulümlere
Şehy İzzettin’i toprağa verdiğimiz o gece
Sakalları ağardı Dünya’nın
Yedi yıldız koptu gökte, yedi yumruk yedim yüzüme
Sevdim seni, bir seni sevdim ve yakalandım
Ah leyla menevşesi, ah yabangülü
Ah karahazer çiçeği
Sattılar beni pazarda
Göksüme şifasız ecza sürdüler ve yürüdüler geçliğimin üzerinde
Kahpe bir akşamdı yürüdüler
Türkülerime yürüdüler, canıma yürüdüler, darmadağın
Yağmur da yağıyordu kuşlar da vardı
Uzandım yıldızlara tutamadım saçlarım ağardı şehir zindanlarında
Alem uykudaydı Adilcevaz uykudaydı
Sevdam, menekşem, memleket gülüm uykudaydı
Kuyudaydım saçlarım ıslanmıştı
Çıplaktı üzerim mintanım kana bulanmıştı
Ah karahazer çiçeğim sen uzaktaydın yıldızlar uzaktaydı
Zöhre uzaktaydı tarık uzaktaydı
Adilcevaz uzaktaydı, Şeyh İzzettin uzaktaydı
Memleket uzaktaydı
Ah gurbetin şıvanyıldızı
Sen böyle gideceksen
Memleket böyle ağlayacaksa
Ben kabuslarına tabir düzeceksem şehir eşkiyalarının
Kıyamet diyeceksem ve seni bekleyeceksem
Bütün kuyulara bütün suna boyunlu dağlara adını bağıracaksam
Yırtılan umutlarım, akan kanım, ağaran saçlarım
Ve memleketim için
Dön diyeceksem
Dön yaban gülü dön Karahazer çiçeği
Memleket gülüm
Dön gurbetin şıvanyıldızı leyla menevşesi
Yağmurlu bir akşamda duldada
Dedemden öğrendiğim ilk dua gibi
Harran üstünde her gece parlayan süreyya gibi
Emek gibi, toprak gibi, kan gibi, hoyrat gibi
Adilcevaz fırtınası, yedi dağın eşkiyası gibi
Yasak gibi, bayrak gibi, baskın gibi
Erişilmez bir şeydi seni sevmek.