Teşekkür
Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi; Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi; Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi; Ölümün sefil, […]
Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi; Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi; Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi; Ölümün sefil, […]
Bir ilk çağıydı göğünün dünyada Ben geldim senin som akşamını açtım. Beyaz, bir yerdeydik hani oluruz ya Alınmış sularım flavtalarım […]
Şiir bir tuğlacının düşürdüğü tuğlanın yere düşmesinde değil havada asılı kalmasındadır.
Geceye hey dedim Bir bulut beyaz aydınlık geçiyor ve ben görüyorum Belki yalnızlık Kâğıt gibi bir kadın sana bakıp gülüyor […]
Kalıyordum artık ölümden konuşacaktık / Kalıyordu bir si – yah bir 3. Bir beyaza girdim. (İşittim bir vadiye rüzgâr iniyordu/ […]
Ben böyle bir deniz görmedim ne kadar seni düşündüm Gittim ne kadar bilmezsiniz ne türlü karanlık Baktım ki biri yok […]
Sessiz sedasız yaşayan bir ayrık otuydu Orta Anadolu’da Kıtlıktan önce. En küçük bir şeyden coşardı Mesela bir kuş uçmasın Kızılırmak […]
Ne zaman seni düşünsem Bir ceylan su içmeye iner Çayırları büyürken görürüm Her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir […]
Sevgilim, işte eylül Ve işte senin usul usul seğiren yüzün. Zaman ki sonsuzdur Bitmemiş şiirler gibidir. Bazı hüzünleri Bazı nehirleri […]
Manzara uyanır doğrular kendini Neden sonra gökyüzü gelir Aynasını tutar