Leylâ
Taşlığına uzanmış zayıf terliklerinin leylâ Ay gibi leylâ gibi ay gibi leylâ Arkası budala memeleri orta budala Kimsenin kimseye git […]
Taşlığına uzanmış zayıf terliklerinin leylâ Ay gibi leylâ gibi ay gibi leylâ Arkası budala memeleri orta budala Kimsenin kimseye git […]
Yanından geçiyoruz tahta perdenin Her günkü yolumuzda Yalnız biri, bir genç Sıçrıyor görmek için öte yanını Bunca bezgin insan arasında […]
Dalgayı haber veren yakamoz Kimin gözüne çarpar kıyıda? Çiçeğe durduğunu kim ayırt eder Tepeden tırnağa giyinmeden ağaç? Kimin dikkatini çeker […]
Üretmeyenler yaşamı ve rüzgârı göğünden, denizi ba- Lığından esirgeyenler kökleri toprakta değildir onların. Sudan ve havadan Uzağa sürdükçe bir kâğıt […]
Balkona çıktığımda, gecenin bu saatinde, Gözüme ilişen ilk yıldıza bakarken Aynı anda aynı yıldıza dünyanın bir yerinde Birinin daha baktığı […]
Öyle inançlı yaz ki onu, ne silmek mümkün olsun, ne Saklamak gün ışığından. Yıksalar bile yazdığın duvarı, yine De okunsun […]
Bunca geç kaldığıma üzgünüm Bulanıklıktan sıyırıp yaşamı Açmakta çalışkan ellere. Bu sizin demekte, kavrayın sımsıkı, Sahip çıkmak gerekir en önce. […]
Yüzmek için gittiğim Karadeniz kıyısında Bir yazı gördüm gelenleri uyaran. “Açılmak tehlikelidir” diyordu Ve altında da bir sayı : 168. […]
Gökyüzü ilk kez benim, çünkü yukarıya Kaldırınca parmağımı değecek kadar yakın Deniz benim, ilk kez benim, sularını ayaklarımla Köpürtecek, sesini […]
Bir alev gibi ozanın karısı. Nereye yürüse onunla karşılaşıyor, Onun tuttuğu aynada görüyor ozan Ilerde şiire dönüşecek ilk ipuçlarını. Bir […]
Yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde Susmak bilmeyen bir yer altı güneşiyle, ne kadar Diplere bastırılsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla Yüreklerinin. […]
Annem mi bir kadın Geciken bir kadın gece yatısına Ölüm kendini göstereli babamın saçlarından Günübirlik bir kadın Üsküdar’la istanbul arasında […]
Uçsuz bucaksız bir gömütlükteyim Gömütünü arıyorum Attila Jozsef’in, Yakıcı bir soluk geziniyor alnımda – yıllar var ki unutmuş değilim – […]
Ne zaman titreşen küçük bir alev görsem Anımsarım Devrim Müzesi’ni Sofya’nın, Sofya’da Devrim Müzesi’nde Bakmaktadır bir camın ardından Leo Milev’in […]
Kimi sabahlar işe giderken Ikiye bölüyor Yirmi dakikalık yolculuğu Denizin ortasında karşılaştığımız Yabancı bayraklı bir gemi Bulutlardan sıyrılmış bir demet […]
Zamanı değil susmanın! Göreceksin nice çiçeklerin dirildiğini, nice korkuların Dağıldığını yüzlerden; gelip de bir kavşağa dirençsiz mi kalmışlar, güç katacak […]
Yan yana iki ülke gibiyiz seninle, Ayın önünden geçen bulut Önce seni karanlıkta bırakır sonra beni Senden bana eser, yerine […]
Açılmış bir uykudur gözleri masada çocuğun böyle baktığı harita kusacak gibi olduğu korkudan En yakın elini tuması annesinin Ölmüşler çizgileri […]
Saklı tuttun saklı tutmanı sevdim En karanlığa açılan kapını sevdim Yüzümü döndürmek için az mı Denizler dalgalar az mı yangınlar […]
Bir o mu bırakmış yıldızlarını damlara Avutmaya çıkmış dağ başlarını Bir o mu silâhın çamurunda yatan Elinin parmakları yüreğine doğru […]
Sor kendine bir sabah, Av hazırlığına başlarken; Sulara kim salar ilk güneşi Sen kayığına binmesen, Orağını almasan eline Ilk ürünü […]
Korkak değilim umutsuz değilim bundan böyle Değiştirdim sana yaraşmayan günlerimi verdiklerinle Sana yaraşmayan ne varsa bir bir çıkarıp attım Yeller […]
Güneş altında titreşen Yağmur damlası gibi Işık içinde bir kız On iki – on üç yaşlarında Dolaşıyordu gördüm Boynunda bir […]
İncecik bir ilkyaz yağmuru Altında yürüyen şemsiyeliler O kadar güveniyoruz ki birbirimize Dinip dinmediğini anlamak için yağmurun Bakacağımız yerde bir […]
Siz bir kıraldınız nasıl hatırlamam Koyacak yer bulamayan ellerine Adamlarının sırtından başka Kıraldınız olmasın mı o kadar da Deniz sizindi […]
Günler değişmesin isterler, akıp gittiği halde zaman. Hep aynı bahçeyi görsün evlerin penceresi, aynı sokaklara Ra açılsın kapılar, düdükleri hep […]
Gözlerimle serçeleri izliyorum Güneşli bir ipte alıyorlar soluğu Ipin üstü boydan boya çamaşır Hepsinde ayrı ayrı cıvıldaşıyorlar Bir kara gömleğe […]
Araya hiçbir şey girmemiş gibi Sürüp gider mi yeniden Yarıda kalan söyleşi Birbirine bağlanır mı sözcükler Anımsar mısın ne dediğimi […]
Selâm getirdim Türkiye’den Kattığı sesten dünya şarkısına Kattığı acılı sesten Acılı ve onurlu sesten selâm 1920’lerden selâm getirdim Silahlanıp dağa […]
Bakışın donup kalmış aşağıda, Belli uçan kuşları görmediğin. Donup kalmış boşluktaki elin Uzanırken ördüğün duvara. Yürüyorlar kırlardan sokaklara, Sımsıkı kapılardan […]
Yürüdükçe öğreniyorum ayaklarımızın da konuştuğunu Yürüdükçe sorular sorduğunu, yankılar bıraktığını ardında Öğreniyorum gök ne uçsuz bucaksız, ne göründüğü kadar mavi […]
Bir uğultu değirmeni ilk uğrağımız Her sabah kurulan bir insafsız pazar; Sağıyor yeşil sevincini uzak tarlaların, Güneşten damıtılmış körpe yemişleri […]
Kaldırın bugün Ne kadar engel varsa Güneşle aranızda, Elinizin değdiği her şey Gökyüzü koksun Türkülerle doldurun göğsünüzü Açılın kırlara çiçekler […]
I Şu Varna’da unutmanın yolu yok Çakıl taşları gibi duracak Belleğimin dibinde Baktığı yerden denize bakmak Nâzım’ın Ellerini yakan vapuru […]
Bir yolculuk daha başlıyor ozan için. Elinde Bir tek sözcük. Bir dalga ucu, yürüyen Kalabalığın denizinde. Belli değil kimin Ağzından […]
Gül kokan odalarda aynalara karşı hakkını vermişler beyazın Mermerleri günümüze kalan kadınlar dövme tenli kıvırcık dudaklı Bir köle sabaha kadar […]
Yürüdüğün vakit seninle birlikte yürüsün diye kentler- Deki daracık sokaklar, geniş alanlarına çıksın diye alınterinin, yürüdüğün vakit değişsin diye dünya […]
Durulmuş diyenler göklere, Durgun değil midir fırtına öncesi? Sokaklara yanılmış diyenler, Yanıldığı görülmüş mü şafak vaktinin? Umut yenildi ise demircilerin […]
Fısıldaştığını duydum ardımda iki gevezenin. Bu nasıl ağa – dedi biri çiftlik sahibi için- Bir kamçısı bile yok elinde Dolaşırken […]
Yağmur çiseliyor ya Bana bulaşmasın der gibi Çekinerek bakıyor penceredeki saksı Kente uzak, kırlara yabancı
Böyle değildi bu kentte Sokaklar, şarkılar ve insanlar. Yürüyüp giderdik birlikte Bir heyecanı paylaşarak. Bir gergefe girip çıkan Iğneler gibi […]
Nerden geldiğini soruyorsun ya, bir söyleşi kadar kısa- Dır diyorum; ama dünyanın geçmişi kadar da köklü: Ter döken ilk insan […]
Alkışlar, yürüyoruz, alkışlarla yürüyoruz Suskunluğa yenilmemiş ellerin çığlığıyla Her avuçta bir kanat, konup kalkan bir kanat – çözülmesi bir düğümün, […]
Sen benim korkum musun uyuyup uyanmayan Sorulsa nerden nasıl günlerin yatağına Düzelmez kıvrımıyla bir daha kalkmamanın Kaşlarını getiren çizilmiş bir […]
Yokuş aşağı koştunuz mu hiç? Durdunuz mu hiç Bir engel çıkınca Birdenbire? Bileceksiniz öyleyse… Bir başdönmesi alır Kesilen hızın yerini […]
İçimde kocaman bir günün tortusu Geldim eve yüreğimin pasıyla Geldim bunca yorgunluğun ardından Diz dize oturup da sofra başına Sesini […]
Elini uzatıyorsun güne, ölgün saatleri kalmış yalnız. Uzanıyorsun ağaca, silkeleyip almışlar yemişini. Toprağı Ürünsüz bırakmışlar, göğü soluksuz, denizi çorak. Kapa- […]