Gurbet
Gurbet o kadar acı Ki, ne varsa içimde Hepsi bana yabancı Hepsi başka biçimde Eriyorum gitgide Elveda her umide Gurbet […]
Gurbet o kadar acı Ki, ne varsa içimde Hepsi bana yabancı Hepsi başka biçimde Eriyorum gitgide Elveda her umide Gurbet […]
. Sırma sarısını yay saçlarına, Gözüne rengini koy denizlerin; Düşün dudakların en incesini, Yüzüne tuncunu ver benizlerin. Onda yürüyüşün en […]
Bekçisiyim, bu serin Bu siyah gecelerin Gurbetten daha derin Bir yara yok içimde! Korku bilmez ölümden Her gün yeniden ölen […]
Gök uzak, yer uykuda… Yalnız değilim ama; Bir açık pencereden Ay doluyor odama! İçim, odam gibi loş, Ürperiyor geceden… Şurada […]
Anne, deniz nerde, yalımız nerde? Hani gideceğimiz İzmir’e der de Beni uyuturdun dizinde anne! Geçende ablam da öyle diyordu Bu […]
Saçların yine solgun Bağrın elemle dolgun Nereye yolculuğun Yeni bir gurbete mi? Ben de bir kuru yaprak Gibi seninleyim bak […]
Dalın eğri büğrü yaprağın ince Rengin iğdeleşir rüzgar esince Yazın şemsiyesin yaşlıya gence Güzün derelere verirsin öğüt. Sılacı dibinde unutur […]
Sevgilim güvenme güzelliğine Senin de saçların tarumar olur Aldanma talihin pembe rengine Hayatın uzun bir intizar olur. Sevgilim her insan […]
Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum Bekçileri gibiyiz ebenced buraların Bu tenha derelerin, bu vahşi […]
Sular pırıl pırıl, rüzgar mis kokulu, Kuş uçurmaz eski Türk kalyonlarının yolu. Sağda sıra dağlarla kabaran Anadolu Yeşil eteklerinde tükeniyor […]
Yıllardır ki bir kılıcım kapalı kında Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi Muzdaribim bu duvarın dış tarafında Şefkatine inandığım biri […]
Dediler; “davranma, düştün kapana, Ya çek bıçağını, ya gel amana!” Dedim ki; “Dadaşı doğuran ana, Taşır mı karnında eğilecek baş?” […]
Doğuda kırmızı, batıda turunç, Yanık bir yörüğü andıran bu tunç, Şu renk aleminde ne yok ki bizden, Mavi: Marmara’dan, mor: […]
Kurudu artık otlar Bitmiyor tazeleri Birikinti sularda Yaprak cenazeleri Döndü yayladakiler Erdi dağlara batı Ovalar daha geniş Kayalar daha katı […]
Belki şimdi sana son Sözlerimi yazmadan Gözlerim kapanacak. Belki var daha beş on Dakikalık bir zaman. Anne, için yanacak Mektubum […]
Sarmış matem boraları, Saz benizli ovaları, Boynu büyük yuvaları Sen himaye et Yarabbi! Ne bir yazık diyen bize, Ne ses […]