Ay Dolandı Ardıçlığı
Geceyarısı, uykun kaçmış
Camlardasın yine
Gümüş şarkısı kavakların
Ay germiş tefini
Geçiyor salına salına
Ardıçlığın oradan
Duman almış karlı dağları
Ahlatlar uzakta,
Durgun ve kara
Yalnız dervişleri kıraçların
Neden hep kederleri
Kederleri ve anıları çağırır sana?…
Elliye yakınsın
Ömrün sakin ikindisi
Şeftali çiçekleri değildir artık yağan
Okuduğun kitaplara
Dostların var sürgünde
Yabancı yağmurlarda üşüyen
Duvarlar demirler ardında kardeşlerin
Adanmışlar ince bir türküye
Acılar içinde
Zorlu bir yolu yürüyen
Sen de kuşatılısın burada
Bu kuytu kasabada
Elinde bir kadeh rakı
Susuz ve güzel
Duman olmakta bir damlayla
Senden mi yoksa güz yağmurlarından mı?…
Sürgit değildir bu karanlık
Tan ağarır, gün doğar birazdan
Sağır kadın Fatma
Sessiz ve gölgesiz
Bırakır gider bakracı kapına
Reyhan yaprağı serpili
Çayır çimen kokulu
Güleç yüzlü süt
Sararan yapraklarıyla ayva
Günaydın der sana
Hadi kurtul bu boğgun havadan
Ve git yat!
Ay dolandı ardıçlığı çoktan
Dışarda ay aydınlığı bir gece.