Bu ne biçim Postacı Üç defa çalıyor kapıyı Bu ne biçim kel Hem merhemi var Hem sürmüyor başına Bu ne […]

Birbirinde arınan iki nehir gibi Birbirimizden geçerek Çıktığımız açıklık Ruhlarımızı yeniden bölüştürüyordu bedenlerimize Uçurum içini çekiyordu Orman fısıldıyordu Kumlarını silkeleyen […]

Birgün hayatımı yazacağım. Herkes kağıt üstüne yazılanları benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylelikle. Saklanmanın en iyi yolu […]

Karlı fundalıklarda bırak, kalın uykuların sabahında yaşamın saf değerlerini çekil başkalarının aynalarından omuzlarında ödünç pelerin ceplerinde kurşun paralar bütün bunlar […]

Göze alırsanız eğer kırılır dağılır aynadan sandığınız resimler sözcükler kalır geriye cam kırıklarına saklanmış az ışıklı odalarda sözcükler Ayna: anlam […]

Nasır bağlamış elleri yüreğinin kapısını yıllarca kapalı tuta tuta yağmur öncesi bir buluta gizlenmiş unutmuş olsa gerek zorludur, öç alır […]

Deniz kokulu taşlar döşenmişti yollara Ben bile bilmiyordum nerde ayrıldık söndür küllenmiş sözcüklerini geçmiş zaman sararan firezleri geç yorumu gökyüzüne […]

Telli telli şu telli turna Sanmaki yaralı uçmaz bir daha Takılmış kanadı göçmen buluta Anlatır eski beni şimdiki bana Sakın […]

Kendimize döşediğimiz taşlar görünmeyenin piramidi başka uygarlıkların saatleriydi kullandığımız zehirli yıldızlarını tanıdık gökyüzünün kendimizi bile büyüledik piramidimizin giziyle petrol kuyusu […]

Subra gömlekleri içindeyim Zaman tanrı hem erkek hem kadın Amca oğlu beni bul Mahpus değilim Bir mahpusun saydığı günlerdeyim Dağlanmış […]