Türk şiiri

Türk şiir sitesi


Heba Kuşları

Bombalandıktan sonra, heba kuşlarının bir bölüğü akıl ve beden yaralarını Resmettirip, satamadılar. Büyük bir bölümü yaralarıyla dilenme sayesinde Unutuş duvarını […]

Bundan böyle baktığımda gömütsü ince boşluğa bile – Mem martılar neye göre toplanırlar bilemem dizle – Rim neden çözülür böylesine […]

Düşü Ne Biliyorum

Kimdi o kedi, zamanın Eşyayı örseleyen korkusunda Eğerek kuşları yemlerine, Bana ve suçlarıma dolanan? Gök kaçınca üzerimizden ve Yıldız dengi […]

Şiir

Ne zamandır ertelediğim her acı, Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi, -bu şiir – Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim, […]

Yürek: Kutup Tan Vakti

Su ılık burada. Yine göç kendiliğindendi, Yine gözlerim açık. Bu gizli alanda ne görürüm, böylesine Mavi ve saf, tek başına? […]

Çok Güzel

Durma artık burada uysal âşık! Aydınlık milinin yatağında. Bilemiyoruz belki de meşe o ağacın adı, Anlayamıyoruz varolduğumuzu gölgesinde ağırbaşlılığının. Veda […]

Tomorrow Wıll Be Another Day

– sevim’e- Belki ona gideriz yarın, Belleksiz sevgiliye, Poplin elli korkak çocuğa, Duyarlığı, unutkanlığının kanı anaya- Ona belki gideriz yarın, […]

Bana Doğru Gelen Kim

“BANA DOĞRU GELEN KİM?”YA DA ŞİMDİKİ ZAMANDA BİR MOBİL, BİRİNCİ TEKİL ŞAHIS Dökülmüş bedenim kimyasına pirincin, yokedilerek kalsiyumun büyüsü yazgım […]

Beklemek

Taşıl kaygısı kaotik özlem Neydi beklediğimiz ve gelecek olan Salt acı Sonsuz yeşil sonsuz gelişkin bir orman Içinde göllerini nehirlerini […]

Kuğu Ezgisi

Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim, Yalpalayan hayatımın kara çarşaflı bekçi gizleri. Ne zamandır ertelediğim her acı, Çıt çıkarıyor artık, başlıyor […]

Pek Öncelerin Ben-merkezciliğinin

Yontusal bir dinginlikle sıralarım Sözcüklerimi vasat bir yere Bu duyumlanmaz imgeleme – Taşkınlıktan ırak mı ırak Ah! ya benim ele […]

Kuşum ve Ben

Kuşum ve ben bir aynada Uyuyoruz, kafesimiz yatağımız Yüzlerimiz eşlerine baka baka Sonsuz kar altında uyuyoruz kuşum ve ben. Eşim […]

Kuş Koysunlar Yoluna

Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum […]

Düşü Ne Biliyorum

Kimdi o kedi, zamanın Eşyayı örseleyen korkusunda Eğerek kuşları yemlerine, Bana ve suçlarıma dolanan? Gök kaçınca üzerimizden ve Yıldız dengi […]

Gökkuşağından Darağacı

Şimdi’nin bedeni yok, Yontuyor geçmiş bilgisiyle Gelecek belki olur diye taşı, taşını kokluyor yontu dağılıyor… Şimdi’si yitik bundan boyuyor boyuyor […]

Toz-dem

Kısacıktı Karşı yolculuklarımız kara ve deniz üzerinde- Şafağın bodrumuna inerken sen, Hançerin ivmesiyle yükselirdim dul pencerelere. Azıcıktı Köpük boz Denizde […]

Kan Atlası

Emel’e “Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım.” Çolak mırıltılarla dövmelenen çocuk her gün her gece eğer adasında, Gözü ağzı elinden […]

Manolya

O zaman da aynı karanlık aynı yarasaydı, Manolya delirmezden önce. Büyükannemizin kocaman bakla bir evi, Uzun pencereleri vardı, sedirinde Ölü […]

Cam Kelepçeye Evet

Ilık bir süzülüşle Geri dön hayat, Bırakma yeryüzü salına Tünemiş pek kara kuşlar Örtsün bakışımı, Görmek acısı sürsün Pencere tutsağının […]

Mezar

Tükenirdi monolog Kaçarken içine düştüğüm kara toplum Big bang sonrası büyük yalnızlık bilinmeyeni Saçlarında titreyen iblisler karartırken güneşi Üstüste gömülürken […]

Canım Sıkıntı Sınırı

Aydınlıkta köhneliği belirginleşen ve kentte ve konutta hiçbir şey neyse ben oyum. Öylesine Bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin […]