Pek Öncelerin Ben-merkezciliğinin
Yontusal bir dinginlikle sıralarım Sözcüklerimi vasat bir yere Bu duyumlanmaz imgeleme – Taşkınlıktan ırak mı ırak Ah! ya benim ele […]
Yontusal bir dinginlikle sıralarım Sözcüklerimi vasat bir yere Bu duyumlanmaz imgeleme – Taşkınlıktan ırak mı ırak Ah! ya benim ele […]
Kuşum ve ben bir aynada Uyuyoruz, kafesimiz yatağımız Yüzlerimiz eşlerine baka baka Sonsuz kar altında uyuyoruz kuşum ve ben. Eşim […]
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum […]
Kimdi o kedi, zamanın Eşyayı örseleyen korkusunda Eğerek kuşları yemlerine, Bana ve suçlarıma dolanan? Gök kaçınca üzerimizden ve Yıldız dengi […]
Şimdi’nin bedeni yok, Yontuyor geçmiş bilgisiyle Gelecek belki olur diye taşı, taşını kokluyor yontu dağılıyor… Şimdi’si yitik bundan boyuyor boyuyor […]
Kısacıktı Karşı yolculuklarımız kara ve deniz üzerinde- Şafağın bodrumuna inerken sen, Hançerin ivmesiyle yükselirdim dul pencerelere. Azıcıktı Köpük boz Denizde […]
Emel’e “Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım.” Çolak mırıltılarla dövmelenen çocuk her gün her gece eğer adasında, Gözü ağzı elinden […]
O zaman da aynı karanlık aynı yarasaydı, Manolya delirmezden önce. Büyükannemizin kocaman bakla bir evi, Uzun pencereleri vardı, sedirinde Ölü […]
Ilık bir süzülüşle Geri dön hayat, Bırakma yeryüzü salına Tünemiş pek kara kuşlar Örtsün bakışımı, Görmek acısı sürsün Pencere tutsağının […]
Tükenirdi monolog Kaçarken içine düştüğüm kara toplum Big bang sonrası büyük yalnızlık bilinmeyeni Saçlarında titreyen iblisler karartırken güneşi Üstüste gömülürken […]