Kendisini Unutmuş
Bütün aşkların kitabı elinde
Sevilmemiş yinlerin balosuna gitti.
Öylesine kalabalıktı ki,
Sevdiğini anlamadı.
Bütün kapıların anahtarı elinde
Öpülmemiş dudakların balosuna gitti.
Öyle aydınlıktı ki,
Öptüğünü anlamadı.
Işıklarla örtünmüştü çıplaklık,
Renklere uzandı susamış,
Beyazlıklar arasında kayboldu bakışları.
Gözleri yaşamıyordu artık.
Şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak.
Elleri aranıyor tutamıyordu.
Elleri, elleriydi kurtaracak,
Artık yaşamıyordu.
Bir yanda gelen o dinmeyen aydınlık,
Aldıkça alan.
Bir yanda giden bir noktaydı karanlık,
Ellerinde başlayan, gözlerinde biten.
Bağırdı, kan gibi aktı sesi,
Aşamadı dişinin duvarından.
Elinde bütün aşkların kitabı,
Anlatıyordu aldanan aydınlıklarından.
Elinde bütün kapıların anahtarı,
Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı…
Varamadı.
Ora öyle karanlıktı ki.
Öldüğünü anlamadı.