Şimdinin
Şimdi ben neden mi güler?
Şimdi ben bir başka bana,
Bir başka şimdiden baktığımdandır…
Şimdi bu müzik neye çalmakta,
Ne var ona böylesine dalmakta?
Uçurumlarla dağlar birbirinden çıkmadır.
Selam verdim, görmedin, ne zaman, şimdi.
O şimdi benimdi, bu senin şimdi.
Şimdilerin kimi güldürür, kimi ağlatır.
Renklerin, seslerin, sözlerin anlamı, ağırlığı,
Kendileriyle ve öbürleriyle duyarlığı, uyarlığı
Bir de uymazlığı, duymazlığı, sağırlığı vardır.
‘Bir şulesi var ki sem-i Çan’ın
Fanusuna sığmaz asumanın’
Çok şimdiler Şeyh Galibin malıdır.
Şimdi buradaydı, nerede, oradaydı, görmedin mi?
Ben ora, sen bura, sen ora, ben bura dendikçe,
Şimdi bir şey olsadır, hem bir şey olmasadır..
‘Ne meyle ne ney-u neyle simdi,
Gönül eglenmeyor bir şeyle şimdi’
Şimdiden Fuzuli uzanmış olmalıdır.
Bir şimdiden bir şimdiye köprü kurarlar
Da balıklar üstünde Yunus deye geçerler.
Benim çocukluğumdaki yunuslar yuvarlaktır.
‘Deryada deryalıklar, suda oynar balıklar,
Ne bu sevda olaydı, ne de bu ayrılıklar’
Çocukluklar çocuklardan azdır.
Ne olacak simdi, ne olmuşdu, komşuda yangın çıkmıştı,
Sönmüştü, külleri uçuşmuştu, başıma yağmıştı.
Bu çizgiler, bu aklar, o ani yangınından kalmadır,
Ne olduysa için-için ve neler de olmadıysa,
Hiçbir zaman demedimdi bir hiç için.
O konak asıl şimdi yanmaktadır.