Türk şiiri

Türk şiir sitesi


Kedi Kırıkları

Ortancasıyım üç kardeşin hiç tatmadığı için acırken ağabeyime kıskanç gözlerle bakarım iki insan sıcaklığı üstünden dünyaya gelen kardeşime Kutsal kitaplarda […]

Naftalin

Eksik olan bir yanı vardı aşkımızın bir filminde üç beş figüran dövüp ata binmemesi gibi cüneyt arkın’ın Haberin olsun vermedim […]

Şemsiye

Tozlu bir şemsiye durur çatı katındaki odanın kuytu bir köşesinde kumaşındaki eski yağmurların hüzünlü kokusuyla anımsar mısın bilmem yağmurun bardaktan […]

Pencere

Kokusu mahalleye yayılsın diye yaptığı yemeklerin akşamüstleri açık tutar penceresini yeni gelin

Sözgelimi

Sözgelimi bir cenaze törenine katılır gibi yürüyorum sokaklarda ve iğneyle tutturulmuş çocukluk fotoğrafım gülümsüyor ceketimin yakasında Son dileği asılacağı ipin […]

Nöbetçi

Bıraktı mektubu Ayşe kız kovuğuna ağacın bir taş daha çaldı ırmak ve çıngırağını sallayarak yine koşuştu buzağı Bağışla beni generalim […]

Tik Tak

Ne kadar aradıysam suyunda bulamadım tak’ları zaman denilen kuyunun yüzümde bu yüzden yalnızca tik’lerini taşırım çocukluğumun Yarısını tuttum çocuk doktoru […]

Ozan

I Yaşamı savunmaya katılmaması ozanın kendini mürekkep lekesi sanması gibi imzanın II Ne pipo ne sakal yerde gördüğün ekmek parçalarını […]

Heykel

Yalnızca ben bilirim diktatör heykellerine pislemek için göç ettiğini dünyadaki bütün kuşların

Cephede

Aslında ben daha güzel ölürdüm arka bahçede askercilik oynarken tahta tüfeğimle toprağa uzanır annemin sesiyle doğrulurdum hemen -Çabuk kalk üstün […]

Yara Bandı

Nasıl unutursun ilk gunleriydi İstanbul’a taşındığınızın usulca dokunmuştun hanımeli kokan bir duvara yaslı beyaz bisiklete -Binmek ister misin diye bir […]

Ama Ölüm

Özgürlük kitabının sayfaları arasına cellatların kurduğu darağacındaki ip yarım kalan sayfayı gösteriyor okumaya devam edecek nice insana Evlilik fotoğraflarının yırtılarak […]

Reklam

Boyadılar koca duvarı rengarenk yazılarla doldurdular elinde gazoz şişesiyle bir de gülen kız resmi çizdiler ağzı bir karış açık Oysa […]

Biraraya

Eşit olmadığı söylenir insanların aynı boyda olmayan beş parmağı gibi bir elin oysa uzanır nice yorgun emekçinin dudağı su dolu […]

Rüzgar

Bayrakları birbirine benzemese de ülkelerin bir ağızdan söyledikleri barış ezgisini yankılatır rüzgar direklerine çarpan iplerinin Savaş alanında silahların sustuğu saatlerde […]

Çoban

Oybirliğiyle koyunlar keçiyi seçer kendilerine başkan oysa sürünün başına kurdun akrabası köpeği koyar çoban

Kayıp Dalga

Kimim ben ve sakalından bir tek kılın müzelere giremeyeceğine ağlayan köse bir peygamberden nedir beni ayıran Hüzünlü bir çocuk yüzü […]

At Kokusu

Son evi gösterin bana İstanbul’da vapur sesinin duyulduğu ki kapısını çalıp söyleyeyim içindekilere daha çok kedi yavrusu ezilsin diye eski […]

Yüz Havlusu

Çarmıha gerildiği yaşta İsa’nın avuçlarımdan tutan iki çocukla çiviliyim yaşama aşk bardağını çalkaladığım su olmak kırılacak eşya taşıyan bir kamyon […]

Çatana

Galata köprüsü kaldırılınca boynu hep bükük kalacaktır altından geçmek için bacasını kıran çatananın

Serçe

Ayak izleri ki görülmez kar kelimesinin geçtiği her şiirde yiyecek arayan serçenin

Barış

Ekmek kırıntıları serpiyorum cephede kumtorbaları üstüne su verirken evinde generalim kuşkonmaz çiçeğine

Çağdaş

Afiyetle yiyor gökten düşen üç elmayı apartmandaki çocuklar annemin her gece anlattığı öykülerin sonunda Bana ise çöpleri kalıyor evimiz çünkü […]

Görülmüştür

Ne yak Mektubun ucunu, Ne sevgini Sayfalar dolusu Dile getir…. Zarfı kapatırken yalnız, Kuytu dudaklarını Çokça değdir…..

Çekmece

Büyüklerle ben yapamıyorum çocuklar da almıyor beni oyunlarına devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim açılamıyorum sana Kardeşiyle sokaklarda […]

Beyaz

O siyahtı kurşuna dizenler beyaz silah sesinden ürkerek gökyüzüne uçuşan kuşlar bembeyaz

Elişi

Savaşhaberleriyle dolu renkli gazete sayfalarını katlayıp bir çocuk üstüste kesiyor özene bezene elindeki makas ile Ve insanlar oluşuyor kağıttan tutuşmuşlar […]

Kaza Süsü

Biri çıkıp öldürsün beni ve kaza süsü versin cansız bedenime nasıl da sevinirdim ilkokul pencerelerine bayrak asarken doğduğum kazanın her […]

Alacaklı

Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp harçlığımı atardım bu yüzden en çok denizden alacaklıyım…

Tutuklu

Tutsak olacağını bilerek yine bu sabah demirparmaklıktan içeri usulca sızdı güneş Yasaklanınca görüş gününde çiçek getirilmesi arka duvarın dibinde sarmaşık […]

Romatizma

Islak çamaşırlara konan serçe hemencecik kaç oradan sen de yoksa annem gibi hastalanıp ölebilirsin

Harç

Bilemiyorum hangi gökdelenin tuğlaları arasındadır elele yürüdüğümüz ve seni ilk kez öptüğüm o kuytu kumsal Ama duyarım bir mısır tarlasının […]

Kırık Kibrit

Her kapı eşiğinde çocuk mezarı diye takıldığınız 45 numara ayakkabılarımla içinde etleri çürüyen bir çocuk cesedi taşıdığımı nasıl da bildiniz […]

Çıkış Kapısı

Kesik bileklerimi göstererek girdim sinema kapısından içeri bendim sefer öncesi korkaklar kadınlarının yanına dönsün sözüyle padişahın ordudan ayrılan yeniçeri Kapındaki […]

Antik Acılar

Geçim parası için nice yaşlının eski İstanbul evlerinden getirdiği eşyalar üstüne kar koyulup satılıyor antik acılar çarşısında

Çocuk ve Hüzün

I Ne zaman bir çocuk ölse gözü evlerinde annesinin kavurduğu helvada kalır II Yoksul bir çocuk görsem yağmur altında üşüyen […]

Aile Boyu

Ezilmiş bir çocukluk benimkisi bir iskelenin vapurların yanaştığı yüzüne asılıdır üç tekerlekli bisikletimin lastikleri Annesiz büyüdüm çünkü yani serçeydim kar […]

Çukur

Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru Güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin […]

Telaşlı Penguen

Aşkımız bitti yüreğim burkularak söylüyorum bunu çünkü bir yangın kovasının içindeki durgun suda beyaz bir kelebeğin boğulması gibi garip oldu […]

Bulut

Kestik artık umudu yağmurdan yürek biçimini alsa da gökyüzündeki küçük bulut

Dudak Payı

Çay bardağında Bırakılan dudak payı Kadar bile Uzak kalamam Gözlerine Yakın olsun isterim Ellerime ellerin Yanındaki beton binaya Yaslanması gibi […]

Miğfer

Yağmur sinmiş toprağa usulca geceden su içiyor göçmen kuş ölü bir askerin ters dönmüş miğferinden Çok yaşamayı diliyor siperlerin içinde […]

Serçe ve Kedi

I Toprağın altından bağlanıyor artık telefon telleri ve bir telaş yüreğini sarıyor serçelerin gördükçe kedileri II Anlar mı serçelerin neden […]

Hücum Emri

Kum taneciği kaçtı diye gözüne emir veren generalin iki dakika daha çok yaşadı insanları o şanslı kentin

Leblebi

Nasıl ayrılır ürkeklik ayakları ilk kez bir mısır tarlasına değen kargadan Ne zaman karar verir rüzgar fırıldakla oynamayı bırakıp kızların […]

Jilet

Kamaralarında çıplak kadın resimlerinin asıldığı savaş gemisinden bozma bir jilet her traş oluşumda hem okşar hem kanatır tenimi

Dağ Yolu

Benden kısadır boyun bir köy otobüsünün dağa tırmanması gibi uzanırsın dudaklarıma katılmaz oldu nicedir yolumun tozu dumanına

Gözyaşı

Ödünsüz bir sobanın yanında titreyen çocuğu görse yağmur gözyaşlarını odaya tavanarasındaki delikten usulca bırakır

Beceriksiz

Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim ne de iyileştirebildim bir yaramı ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna bendim çünkü […]

Kağıt Gemi

Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli bir kaptanım çünkü kağıt gemilerden emekli Kılları uzadıkça ellerimin unuttum kağıtlardan […]