Islak çamaşırlara konan serçe hemencecik kaç oradan sen de yoksa annem gibi hastalanıp ölebilirsin
(1 votes, average: 5,00 out of 5)
Benzer ayetler:
Kuştüyü Antene konan kuşun şiirler yazılı beyaz tüylerinde belli ki konaklamış demirparmaklıklı bir pencere önünde...
Serçe Kuşu Bu sabah bahçede karşıma Küçük bir serçe kuşu geldi; Havuzun taşına kondu, Bir içti, bir doğruldu, Nasıl da korkuyordu. Sen […]...
Sizleri Görüyorum Sizleri görüyorum, bahçemizdeki çamlar, Bütün gün gölgesinde oynadığım dost badem. Derken dallardan, ılık, iniveren akşamlar: Evine dönen babam, camda bekliyen […]...
Yağmur Kaçağı Elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden […]...
Adına Yaktığım Türküler Ne söyler bu türküler Ay karanlık gecelerde yüzen gemiler Sevilip sevdikten sonra İnsan böyle yalnız mı kalır Bahtına hatırlamak mı […]...
Arasıcak Ateş gibi bir öğle vakti. denize üç kilometre. ensemden döküldü aşk. önümden, dizlerime… oradan sandaletlere ve toprağa…...
Annem Yok Artık Annem yok artık. Beni düşünen kalbi yok. Bitti. Umutsuz olmak istemiyorum. Umutsuzluğun bir çıkar yol olmadığını biliyorum. Annem yok artık, […]...
Hırsızlama Kapalı Kızların Kapılarını Hırsızlamalı Kim Takar Karşı Kapıya Karanlık Konan Papağanı Çatlatıyor Damarlarımı Kan Bahar Gelmiş Aylardan Nisan...
Çukur Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru Güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin […]...
Annem ve Akşam Bir kapı açıldı, ansızın, baktık: akşam!.. kimse benzemez oldu kendine; kimbilir ne kadar hüzünlü artık, bir odadan ötekine geçmek bile… […]...
El Ele Mavi çocuk pencere Avcunda kartopu El ele yürüyor Çınar yaprağı serçe Ölüme zulme...
Bu Da Öyle Bir Aşk Sırtımda çıplak Islak nefesin Bi gidip bi geliyor Biz senlen yatmıyoruz ki Yaşamıyoruz da Hep yarışıyoruz Sen mi ben mi […]...
Gül Yenisi Küçük Kız Bir park kanepesinde oturuyorum deniz kıyısındaki, burnumda tütüyor günyenisi küçük kız, bir çocuk kadar suçsuzum onu sevmekle, bunun için ilgileniyorum […]...
Terleten Kelimeler Kalabalık bir aşk bu, ortasından bir halk geçiyor Başlatarak kentleri alacakaranlıktan. Ama konumuz gökyüzü Eski bir uygarlık gibi insan. Çağ […]...
Tutuklu Tutsak olacağını bilerek yine bu sabah demirparmaklıktan içeri usulca sızdı güneş Yasaklanınca görüş gününde çiçek getirilmesi arka duvarın dibinde sarmaşık […]...
Hisarbuselik Serçe parmakları ne güzel serçelerin Onlar ki ilk ışıkların örneği üzre Bir cicim dokunuyorlar Gök yüzbin kere...
Anneler Günü Yeşildir artık yüreğinde kara bulut Bugün anneler günü annem beni unut Evde acılar koynuna yangelip yatmış Inadına giyin sen de […]...
Çocuğun Söylediği Bir çocuk “HAYIR” dediğinde Göğe bakın Kuşlar uçuşuyor mu Yoksa bir uçak mı yaklaşan Kuşkulu Uyku mu karşı koyduğu Yoksa […]...
Sevinç ve Hüzün Sevinci kapıştılar taşımayı bilmeden, Şimdi bilen yok, nerede oturuyor. Köyün delisi Hüzün, yalnız kaldı yollarda Adam-adam, sınıyor, arıyor yoldaşını.. Kıskandıran […]...
Bir Aşk Şiiri “sana” Parmaklarını öpüyorum teker teker, Serçe parmağın dahil. Bir eriğin çekirdeğini Kucaklayışı gibi kucaklıyorsun beni. Ne ışığa ne havaya ihtiyacım var […]...
Gidiyorum Çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde Kavrulup gidiyorum. Serseri bir rüzgar gibi hep ganimet peşinde Savrulup gidiyorum Serçe kadar pervasız, […]...
Düzenli Dünya Bayılırım şu düzenli dünyaya Kışı, yazı, baharı, güzü, gecesi gündüzü sırayla Ağaçların kökü içerde Dalların başı yukarda İnsanların aklı başında […]...
Piyanolu Ases Ben piyano çalıyorum sen orada kaç yıl Saçlarını at sevmeyi değiştiriyor çünkü Ellerini at gözlerini at dudaklarını at yoksa Ben […]...
Bu Şehrin İşıkları Şehrin bütün pencereleri yandı Sofralar kurulmuştur her evde şimdi. Sofralar ki, insanlar oturur yığın yığın Sofralar ki, çatal-kaşık sesleri dolu… […]...
Körpecik Dalında Körpecik dalında Tüyü titrerdi Sabah çiği Islak serin alnında Onaltı yaşında delikanlı Yüreğinde gülüşü Aymazlığı sevdaya İpince gözyaşı Soluk ayışığı […]...
Doğanın Yasaları Ölümcül zehrini boşaltır Oluşunca çevresinde ateş çemberi Girdiğinde çekimine hayın gözlerin Uzatır boynunu keskin dişlere Böyledir yasaları doğanın Yiğit akrep, […]...
Geldim Oraya geldim – Oradan gittim: Öylesine yakındık ki. Dalından kopardığım yeşil elmanın Iki yarısı değil Hepsini yediğin kendisi gibi. İçinden […]...
Son Dünya Savaşı Sığınaklara indirelim kuşları Ne ciğerlerinin dayanabileceği gökyüzü Ne içebilecekleri bir yudum su kaldı Sığınaklara indirelim balıkları Kurşuni gövdeleri kurşunlaşmadan Sığınaklara […]...
Böyleymiş Yanarmış yürek böyle Islak bir yeşil sebebiyle Kaçarmış insan kendinden Nereye gittiğini bilmeden Ağlarmış gizlice Kurumuş toprağı ıslata ıslata Severmiş […]...