İnri
Igne Natura Renovatur Integra Toprak içinden çatladı, dev bir zar düştü. Çorak, dediler, şimdisi, bu buzul, kuzey hüznünün, uzak olmalı, […]
Igne Natura Renovatur Integra Toprak içinden çatladı, dev bir zar düştü. Çorak, dediler, şimdisi, bu buzul, kuzey hüznünün, uzak olmalı, […]
Attar’ın öldüğü yaşa geldim yorgun, öfkeli; içimde belli belirsiz bir hızla sönen mum: Fitil bitti bitecek, yağ sürüyorum boşuna: Belki […]
I Femme vous suis-je, et de grand sens. Sizin için kestim saçlarımı. Yıllardır uzattığım. Sizin için durdum ilk, dinlendim. Yıllardır […]
Sizin için kokladım gülü, durdum yürüdüm düş tutup uyku kırdım sizin için baktım bakılmaması gereken anda bakılmaması gereken birşeye, sizin […]
Bekledik, gelmediler. Açtık pencereleri, kulak kesildik seslere gündüz ve gece, taradık tek tek istasyona inen yorgun yüzleri, ufuktaki lekelere ayarladık […]
Pus, sis, alaca bir tesbih saatler, çeviriyorum. Bir düğme açıyorum yakamda, bir başka düğme kapanıyor, çıkıp yürüyorum nisandan nisana doğru. […]
Bir rüzgarda buldu seni bir rüzgarda yitirdi, penceresinden baktı sine sine yağan uçarı yağmura ve essin dedi, bir daha essin, […]
Süte ve geceye tutsak aç uykusuz koyunu karanlığın: Gemiler dalmış gidiyor açığa, Tarancı ki karamsar bir dede ilk atışta vuruyor […]
Denizin karşısında taştan bir ironi. Lüks bir otel olarak yapılmış burası, Barış’ın sonunda. Şimdi başındayız Savaş’ın: Tek bir kişi kalana […]
Tişre deniz. Tırıs rüzgar. Işıkların içinden geçen sabah Theresa Berganza’nın sesinden süzülen gamlı, uzun yola çıkmış yalnız kuş. Gökyüzünde bulut, […]
Sabahın eşiğinden devriye gözüm karşı tepeye hafif, uçarı bir hızla süzülürken vurkaç bir duygu tırmanır sırtıma: O mor, etli ışığın […]
Yüzüm aslında hangisidir? Daha çok hangi çehreme, çehremde oturmalıyım? Öte yandan, herkes başka bir yüz arayabilir yüzümde, aramıştır, arayacaktır. Kaybolurken […]
Nicedir gördüğüm, varlığının sessizliğine alıştığım, herkesin ona idiot de la famille olarak alıştığı adam geçen gün kızmıştı. Kaldırımın ortasında durmuş, […]
I Bu güller benim için mi açıldılar, Bu güller sizden bana açıldılar delindi ufkumun karanlığı, günüm gecemi eritti baştan uca, […]
Gümüş düşlerimin içinde dolaştı geceden geceye iri göğüslü Tatar kadınları ve köpük köpük bir at, saçakları dövdü yağmur, saç damlarda […]
Bazı yolculuklarımı Gece`ye benzetiyorum ben. Kendi karanlığımın, ama bir başkasının uykusunun içinde başlayan, gelişen seferler onlar. Kaybolmaktan, kayboluştan söz etmiyorum […]
Yordu bütün yıl bizi işler ve ilişkiler: Buraya ondan geldik. Korkmuştuk korkularımızdan, coskularımızdan bıkmıştık, ne yavaşlıyor ne de hızlanıyordu çarklar, […]
Kaç gece kaç gün geçti bilmem; bembeyaz denizin üzerinden uçarı bir kabuk, uzun, arşa yükselen albino dalgaların savurduğu kör bir […]
Aşkınlığın gizli kafesinde barınan nedir, tortulaşmadan, kaskatı? Rüzgarın sürüklediği ışıksızlık diliminde bizi birleştiren ortak çağrışım? Bir ölünün sesi yoktur oysa, […]
Zaman, dolmakalemin kustuğu mürekkep damlasında biçim alır: Islak, aldığı ışıkla canlı, geçip gittiği kurumasından belli. Etkisine gelince, kapladığı ilk, kesin […]
Bırak, gelsin: ışık, ses, temas: Sen sis nedir bilir misin? Avlandığım ıssız akşamlar, kıpırtısız binlerce yaprak ve erketede bekleyen rüzgar […]
Bir okur yakınıyordu: “Şiirlerinizde çok sayıda özel isim geçiyor: Yabancı kentler, insanlar, hatta bazen de kelimeler”. Onu dikkatle dinlemiş, birşey […]
Vur, vur, o an toparlanır katı düş, sis: Bir gül yarasıdır kılıcın eriyik gözde açtığı. Mevsim bitiştirir siyah lekeleri birer […]
‘İnanılır gibi değil: Bir kelime arıyoruz şimdi’.Kıyıya yaklaşıyorlar ‘Bakma sen: biraz efsane, birazda serüven var işin içinde’Gözü dalmış ‘Boşversene, birazda […]
Ben daha yokum ‘Sizi kendi şehirlerime götürmeliydim’ demişti adam. ‘Kendi sokaklarıma, çıkmazlarıma, durmadan taşındığım, hiçbirini unutmadığım evlere’. Donmuş gibi dinlemişti. […]
derdi, şüphe yok, Priene’yi görse Kavafis, bir çırpıda: Yalçın dağa sırtını vermiş şehir, başka hangi güç çıkartabilirdi oraya bu gür […]
Cehennem kimdir demiştiniz? Keder kuşlarını ben de gördüm Flütün ucundan bir oraya bir buraya Evet, biliyorum, herşey benim düşgücüm Şeyi, […]
Hangi kapıdan girsek bir üçgen kuruyoruz seninle ikimiz sığamıyoruz bu odaya, bir fol düşlemek gerekiyor kesintisiz ötekine. Uzaktaki bir dost, […]
Beş duyunun ucuna doğru, sonunda kavuştu mıknatıs. Dip derin bir perde çektiler, birlikte suyu ve karanlığı susturdular, herşeyin bittiği, herşeyin […]
Bir zaman da böyle geçsin, pusula durmadan dönüp dursun: Şimdi neredeyim? Yüksek Düş’ün içinde, sarsıntı, soğuk ter, gırtlağımda bir güz […]
‘Bu sarı, tok tütünü senin için ayırdım; senin için soydum domatesin kabuğunu, senin için dildim, tuzladım’. ‘Senin için perdaha çektim […]
Eşiğine dayanıp seyirdiğim cansız doğa: Bir çingene geldi gece, ellerimi açtı ve uzun, dingin bir yağmur düştü yüzüne: ‘Her şey […]
Eskiden bir bahar vardı, lavta ve arp, düşmezdi elimizden Le Rouge et Le Noir; üşürdü kadınlar, ellerimiz eldiven, atkıydı kollarımız […]
Hiçbir şeye benzemediği söylendi şiirlerimin, Wallace Stevens’a benzediğim, hiç kimseye benzemediğim, olsa olsa “II. Yeni’nin devamı”, “III. Yeni’nin ta kendisi” […]
Bir de gizli duyusu var Zaman’ın orada sınırsız bir genlik kazanır anlam ardı arkası yoktur çünkü oyun sonunun ki yılgının […]
(bir kaç önsezi) Trabzon: Yıllardır içime gömdüğüm kaçak sevdaya hem büyütüp hem korkarak yataklık eden nefti düş: Sindiğin taşa bakıyorum […]
Bir tabak tarhana koydu önüne, bir avuç maydanoz; parmaklarını tuttu, bileğini, kolunun içini öpüp bıraktı, soğanı kırdı, böldü ekmeği ve […]
Gecemden uykuyu söküp aldılar, yüzümden gamzeyi: Aynalara durdum günden güne, boy aynalarına serdim pozumu, vitrinden vitrine bir cinnet, gezdim: Mevsim […]
Borges’in hülyalı masalını anımsadım, Ege’de bir sabah: Ben de Paracelsus gibi gülü küle dönüştüren ateşe yakarıp külü güle getirmek için […]
Her yıl, ağustosta. Bu büyü işte, kısaca allegro diyorum ona ben: Hem zarif, hemde kaba oluyor ağı. Hem zarif, hem […]
Bir kutu dolusu anahtar. Régie des Tabacs de l’Empire Ottomane, paslanmış, kenarları delinmiş o kutunun ağırlığını tartmak güç. Çekmecelerin, evrak […]
Racine yirmibeş yıl susmuş, jean, kime neden bu kadar küskün, kendisine neden nasıl bunca kitli tanrım nerede kırdığım kalem, bir […]
Takvimin, ağır, kadınsı dönüşünde hayat musluğuna biriken anları paylaşamıyor insan kimseyle : Ne coşku, ne buruk tad, bir lokomotifin ardına […]
Seyrek başdaşlar, hayatta ve / ya tefekkürde (âdemoğlu şiirde yalnızdır) : Krisis bir sözcük değil. Birinin içinde bir başkasını hem […]
Her kelimenin iki anlamı olduğunu bilmiş, baştan beri üçüncüyü aramıştı. Ama bu bir şey değildi asıl aradığının yanında : Başka […]
Sizin için tuttum beş gül getirdim Sevgili, durup dururken beş kırmızı gül getirdim, kan. Beş beyaz gül süt, beş sarı […]
Zaman da değil Gidilebilse, ne çok iz kalıyor geride. ‘Belki zaman’, diye düşünüyor adam: ‘Zaman eksiltebilir birikeni’. Oysa ne zaman, […]
Beli bağlanmış anneler babalar için de bir ninni düşmeli; Abélard’dan Heloise’den sözetmeden yumuşak, umutsuz bir nota bulmalı Doğuma muska kurup […]
Ağacı derisinden sıyırıyorum. Bir iklim gelgiti içinde gelişiyor günün çıbanı: Kor siyahın bünyesinde çoğalıyor meşin derin deri izi. Bu neşeyle […]
Yıldan yıla geçerken hikâyeler topladım evlerde, çıkından çıkına doldum taşırdım hiçbir yere sığmayan ölüm dirim haberlerini, çıkamadığım yokuşları bağışlıyorum giremediğim […]